Kabataş Transfer Merkezi Hizmete Açıldı

İlk etabı 17 Mart 2024’te seçilmiş İBB Başkanı, CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu tarafından hizmete alınan Kabataş Transfer Merkezi’ni tam kapasiteyle İstanbulluların hizmetine açtı.

 

 

 

Açılış töreninde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidar yanlısı medyanın iddianamedeki rakamları “deforme” etmesine tepki göstererek, “İddianamede Kanıtlanmış bir kör kuruş yok, bir delikli para yok. Kanıtladığı varsa, etkin pişmanlıktan iftira atanların, sıkıştıkları noktada söyledikleri var. Kendilerine dair, Ekrem Başkanımıza dair, namuslu belediye bürokratlarımıza dair, İstanbul'a hizmet eden bu kıymetli kadrolara dair bir kör kuruş ne ispat ne kanıt hiçbir şey yok. Ne var? Ekrem Başkan… Oğlu para istemiş. Hesabından para yollamış, 772 bin lira. 6 metrelik bir tekne almış 27 yaşındaki oğlu kendine. Ve Anadolu Ajansı ‘sehven’, TRT ‘yanlışlıkla’ bunu, 772 bin lirayı, 772 milyon lira yazmışlar iddianamenin ilk günü: ‘772 milyon lira yolladığı anlaşıldı!’ Dekont 772 bin lira! Söylenenin binde biri. Ve para, babanın oğluna yolladığı, oğlunun da namusuyla çekip, kendine 6 metrelik… Bakın; 6 metrelik. Biri, ‘Gemi var gemicik var’ deyip, 250 metrelik gemilere ‘gemicik’ diye dursun, 6,5 metrelik böyle herhangi bir yerde satılan bir basit meseleyi, bin katı diye söylediler. Uğraştık, aradık. Dün akşam benim konuşmamdan sonra yayından kaldırdılar. ‘Özür dileyin!’, ‘Kaldırdık işte özür diletmeyin! O yüzden şimdi buradan açıkça söylüyorum: Atılan iftiralar var; arkası boş, kanıtı yok. Ama buradan bir tane gerçekten sorumluluk alacak, namuslu, ‘Ben de kandırıldım. Özür diliyoruz’ diyecek TRT'den bir yetkili bekliyorum. Anadolu Ajansı'ndan bir yetkili bekliyorum. A Haber'den bir haysiyetli yönetici bekliyorum. TGRT'den özür dileyecek namusta, erdemde birini bekliyorum. Merkez medyadan, haberin doğruluğunu soruşturmadan yayın yapan yayın yönetmenlerinden özür bekliyorum. Bunların hepsini birden organize eden Recep Tayyip Erdoğan'dan açıkça özür bekliyorum,” dedi.

Kabataş’taki açılışa Silivri’deki hücresinden mektup yollayan İmamoğlu da “Göreve geldiğimiz 2019’dan bu yana, İstanbul’da, halkçı ve icraatçı bir yönetimle neleri değiştirdiğimizi, sizler çok iyi biliyorsunuz. İstanbullular, gözleriyle gördükleri, bizzat yaşadıkları bu güzel değişime yürekten sahip çıktı ve 2024 yerel seçimlerini, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlıklarında tarihi bir başarıyla tamamladık. Uzun yıllar boyunca İstanbul’a ihanet ettiklerini bizzat dile getirenler, bizi sandıkta asla yenemeyeceklerinin kabulüyle, yargı kumpaslarına başladılar. Sandıkta bükemedikleri eli, talimatlı yargı kararlarıyla kırmaya çalışıyorlar. Ama o el, milletin elidir ve milletimiz talimat almaz; talimat verir. Gün gelir, hukuku, demokrasiyi, seçmen iradesini yok sayanlar, milletin sandıktan çıkan talimatıyla, geldikleri gibi giderler.  Milletimiz bu kumpasları yapanları vicdanında çoktan mahkûm etti. İçinizi ferah tutun. İyilik kazanacak, adalet kazanacak, sevgi kazanacak. Her şey çok güzel olacak,” ifadelerini kullandı.

BEYOĞLU / İSTANBUL

İlk etabı 17 Mart 2024’te seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ve 15,5 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu tarafından hizmete alınan Kabataş Transfer Merkezi’ni tam kapasiteyle İstanbulluların hizmetine açtı. Kentin ulaşım altyapısına önemli katkı sağlayacak “Kabataş Transfer Merkezi 2. Etap Açılışı”, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve Beyoğlu Belediye Başkanvekili Sefer Karaahmetoğlu’nun katılımlarıyla gerçekleştirildi. Özel, Aslan ve Karaahmetoğlu’nun birer konuşma yaptığı törende, seçilmiş İBB Başkanı İmamoğlu’nun Silivri’deki hücresinden Kabataş’a yolladığı mektup okundu.

ÖZEL: “BİRİNCİ ETAPTA BURADA OLAN EKREM BAŞKAN VE İNAN KARDEŞİM BURADA DEĞİL”

İktidarın her türlü engelleme ve baskılarına rağmen CHP’li belediyelerin açılış, temel atma gibi etkinliklerine yetişmekte zorlandıklarını belirten CHP Genel Başkanı Özel, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:

“Birinci etapta burada olan Ekrem Başkan burada değil, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan kardeşim burada değil. Ama belediyecilik ve hizmet anlayışımızla başa çıkamayacaklarını görenler, hile ve kumpaslarla karşımızdalar. Ekrem Başkan, 239 gündür hapiste tutuluyor. Ve o günden beri talep ettiğimiz, adeta fasikül fasikül yandaş medyaya servis edilen… Güya soruşturmanın gizliliği var. Bunun altını dikkatle çiziyorum. Hakimler Savcılar Kurulu’na resmi başvuru yapacağız, hazırlıyoruz. Buradan da ilanen söylüyorum. İstanbulluların huzurunda, bütün Türkiye'ye canlı yayınlarda ifade ediyorum. Soruşturma güya gizliydi. Avukatlara bile çok kısıtlı bilgiler veriliyor, kendileri dışında hiçbir şeyi göremiyordun. Ama iki güne bir büyük yalan söylediler, iki güne bir iftira attılar, iki güne bir haysiyet cellatlığına giriştiler. Ve şimdi karşımıza bir iddianameyle nihayet çıktılar.”

“SÖZÜNÜZÜN ARKASINDAYSANIZ, ONLARCA ARKADAŞIMIZI DERHAL SERBEST BIRAKMANIZ LAZIM”

“İddianameyi ikiye ayıralım. İki sözüm de doğrudur. Şimdi ikisinden de bahsedeceğim. İddianamede bilinmedik bir şey yok. Bilmediğimiz bir şey yok. Ama bildiğimiz bir şey de yok. İddianamede televizyonlara söylenen şu oldu, bu oldu dedikleri, her gün yandaşlara ne sızdırdılarsa, son gün buna bir kap yapmışlar, ‘ansiklopedi gibi iddianame’ diyorlar. Güya soruşturmada gizlilik vardı. Yandaş basına sızdırdıkları her şey iddianamenin içinde. Daha 2 Eylül günü söyledi (İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek.) Dedi ki; ‘Tanık beyanıyla tutuklu kimse yok. Varsa söyleyin, yarın salalım’ dedi. İddianame çıktı. Başta Kadriye Kasapoğlu, özel kalem müdürü Ekrem Başkan'ın, Mehmet Pehlivan, Ekrem Başkanımızın avukatı; Kadir Öztürk, Sabri Caner Kırca, Hüseyin Yurddaş ve daha niceleri sadece tanık beyanıyla şu anda tutuklular. Sözünüzün bir ağırlığı varsa, sözünüzün arkasındaysanız, onlarca arkadaşımızı derhal serbest bırakmanız lazım.”

“BİRİ, ‘GEMİ VAR GEMİCİK VAR’ DEYİP, 250 METRELİK GEMİLERE ‘GEMİCİK’ DİYE DURSUN…”

“‘İddianamede sadece tanık beyanı yok, kanıt var’ diyordu. Kanıtlanmış bir kör kuruş yok, bir delikli para yok. Kanıtladığı varsa, etkin pişmanlıktan iftira atanların, sıkıştıkları noktada söyledikleri var. Kendilerine dair, Ekrem Başkanımıza dair, namuslu belediye bürokratlarımıza dair İstanbul'a hizmet eden bu kıymetli kadrolara daim bir kör kuruş ne ispat ne kanıt hiçbir şey yok. Ne var? 969 kez ‘hatırladığım kadarıyla’ var. 691 kez ‘-muş'lar’ var. 546 kez ‘duydum’, 490 kez ‘olabilir’, 235 kez ‘ben böyle düşünüyorum’, 9 kez ‘hissetim’ var; kanıt yok. Ortada bir tek kanıt yok. Ama kanıt olmayınca mesela ne var ortada? Ekrem Başkan… Oğlu para istemiş. Hesabından para yollamış, 772 bin lira. 6 metrelik bir tekne almış 27 yaşındaki oğlu kendine. 772 bin lira. Bir daire 20 milyon. 30’da biri bir dairenin. Ve Anadolu Ajansı ‘sehven’, TRT ‘yanlışlıkla’ bunu, 772 bin lirayı, 772 milyon lira yazmışlar iddianamenin ilk günü: ‘772 milyon lira yolladığı anlaşıldı!’ Dekont 772 bin lira! Söylenenin binde biri. Ve para, babanın oğluna yolladığı, oğlunun da namusuyla çekip, kendine 6 metrelik… Bakın; 6 metrelik. Biri, ‘Gemi var gemicik var’ deyip, 250 metrelik gemilere ‘gemicik’ diye dursun, 6,5 metrelik böyle herhangi bir yerde satılan bir basit meseleyi, bin katı diye söylediler. Uğraştık, aradık. Dün akşam benim konuşmamdan sonra yayından kaldırdılar. ‘Özür dileyin!’, ‘Kaldırdık işte özür diletmeyin!’”

“YANDAŞ BASINDAN VE ERDOĞAN’DAN ÖZÜR BEKLİYORUM”

“Hakan Bahçetepe'nin, Gaziosmanpaşa Belediyesi'ndeki kasasından böyle dolar çıkarıyor, görüntüleri vardı. Gördüm, inanamadım. Hemen dedim arama tutanağı gelsin. Bu paranın ne işi var belediyede? Arama tutanağı geldi. Mühür var, hard disk! E para? TRT'yi aradık, ‘Ne yapıyorsunuz siz?’, ‘Anadolu Ajansı yolladı!’ ‘Ne yapıyorsunuz siz?’, ‘Elimize görüntü ulaşmamıştı, stok görüntülerden yolladık!’ FETÖ'cülerin AK Partililere verip de AK Partililerin böyle paraları çıkardığı görüntüleri, sanki şimdinin görüntüleriymiş gibi yolladılar. Mustafa Akın'ın yayladaki kasasından 48 tek mermi çıktı ruhsatlı beylik silahına ait; bir kuruş para yok! Orada Euro gösterdiler, Gaziosmanpaşa'da dolar gösterdiler. İddianame çıktı; ikisinin de kasasından hiçbir şey çıkmadığı ortaya çıktı. O yüzden şimdi buradan açıkça söylüyorum: Atılan iftiralar var; arkası boş, kanıtı yok. Ama buradan bir tane gerçekten sorumluluk alacak, namuslu, ‘Ben de kandırıldım. Özür diliyoruz’ diyecek TRT'den bir yetkili bekliyorum. Anadolu Ajansı'ndan bir yetkili bekliyorum. A Haber'den bir haysiyetli yönetici bekliyorum. TGRT'den özür dileyecek namusta, erdemde birini bekliyorum. Merkez medyadan, haberin doğruluğunu soruşturmadan yayın yapan yayın yönetmenlerinden özür bekliyorum. Bunların hepsini birden organize eden Recep Tayyip Erdoğan'dan açıkça özür bekliyorum.

“YANDAŞ MEDYADAN SERVİS EDİLEN 560 MİLYAR LİRALIK YOLSUZLUĞUN, 560 LİRASININ KANITI NEREDE?”

“Yandaş medyadan servis edilen 560 milyar liralık yolsuzluğun, 560 lirasının kanıtı nerede? Günlerce, ‘İBB'den 1200 cep telefonu alındı, dağıtıldı’ dediniz. Bir tanesinin ispatı nerede? İddianamede ne 560 milyar var ne 1200 tane cep telefonu var. ‘İmamoğlu'nun lüks araçları’ dediniz, MHP milletvekilininki çıktı. Hani özür nerede? ‘Pandemide 1388 konser verildi, konserlere fahiş fiyatlar, milyonlar ödendi’ dendi; iddianamede adı bile geçmiyor. ‘KİPTAŞ, 100 daireyi beşte biri fiyata delegelere dağıttı’ dedi; adı bile geçmiyor. Yüz değil, bir tane daire hakkında bile iddianameye bir kelime bile yazamadılar. ‘Para dolu valizler’ dediler. Özgür Çelik Başkanım valizi açtı, jammer’i gösterdi. ‘İddianamede göreceksiniz paraları, para kulelerini’ dediler. İddianamede valizlerin içinde jammer var. ‘Hangi gizlice konuşmalar yapılmış? Jammer’a neden ihtiyaç duyulmuş’ diyor? Aha da buradan açıklıyorum: Mevcut Cumhurbaşkanı, attığı her adımda arkasında kamyonuyla gezerken, her toplantıda jammer o ilçenin neredeyse bütün iletişimini keserken, elini yıkamaya lavaboya giderken jammer çalıştırma ihtiyacınız hangi ihtiyaçtan doğuyorsa, mevcut Cumhurbaşkanı niye jammer kullanıyorsa, bir sonraki Cumhurbaşkanı da o yüzden jammer kullanıyor!”

“AK PARTİ, CHP’Yİ KAPATTIRMAYA ÇALIŞAN BİR SİYASİ HAREKET OLARAK BİR KEZ DAHA SUÇÜSTÜ YAKALANDI”

“İşin özünü sözünü kimse çarpıtmasın. Bunların sonunda Cumhuriyet Halk Partisi'ne kapatma davası açmaya çalıştı hadsizler. Millet bir ayağa kalktı. ‘Savaş meydanında Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partiyi Kenan Evren kapatamadı. Sen mi kapatacaksın’ dedi. Alnını karışladı bunların. Bir anda hemen başsavcılıktan yazı: ‘Bizim kapatmayla ilgili bir şeyimiz yok, bildirim yaptık!’ Millet daha beter yüklendi. ‘Efendim, biz ‘kapat’ demedik, sadece görevimizi yaptık!’ Ama yazdıkları yazı çıktı ortaya. Anayasanın parti kapatma maddelerini hatırlatan, bu fiillerin süreklilik arz ettiğinde kapatmanın şart olduğunu söyleyen yazılarını, savcılıktan kendi rekabet halinde oldukları, başsavcıyla rekabet halinde olduğu savcı sızdırdı, meydana yolladı. Şimdi AK Parti, bu kadar yanlışın yanında, kendisi kapatma davalarının mağduru olmuş bir siyasi hareket olarak, Cumhuriyet Halk Partisi'ni kapatmaya çalışan, kapattırmaya çalışan bir siyasi hareket olarak bir kez daha suçüstü yakalandı.”

“SİZİ MİLLETE ŞİKÂYET EDECEĞİZ, PERİŞAN EDECEĞİZ”

“Bu ülkede, bu kumpas çökmeden ne İstanbul’a adalet gelir, ne bu davaya adalet gelir ne de bundan sonra bir tek kişiyi ikna edebilirsiniz. Gizli tanıklarınızla, yalanlarınızla Ekrem İmamoğlu’na attığınız o çamurları, o pislikleri elinize, yüzünüze bulaştırdınız. Millete sizi şikâyet edeceğiz. Perişan edeceğiz bu kumpas yüzünden. Tarihe namuslu Kuddusi Okkır’a, ‘Ergenekon’un kasası’ deyip de cenazesini Silivri Belediyesi kaldırıp, o FETÖ’cü çete ve ona ne istediyse veren Tayyip Erdoğan nasıl geçtiyse, Ali Tatar’a dünya iftira atıp kendisinin hayatına son veren Ali Tatar’ın yargılama sonunda masumiyeti nasıl ortaya çıkıp, o iftiracı çeteler tarihe böyle geçtilerse, bu ülkenin namuslu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a nasıl iki kere ağırlaştırılmış müebbet veren, iftirayla ‘Terör örgütü lideri’ denip, sonra ‘Rabbim ve milletim beni affetsin, ben de kandırıldım’la Tayyip Erdoğan kenara geçmiş, o iftiracılar yurtdışına kaçmışsa; arkadaşlarımıza bu iftiraları atanların da tarihe bu kara lekelerle geçtiği ve bu iftirayı atanın da bu sefer siyaseten bunun hesabını verdiği, milletin hesabını soracağı günler yakındır.”

“MİLLET DOĞRULARI GÖRECEK”

“Tayyip Erdoğan’a bir kez daha hatırlatıyorum: 100 gün değil, ‘30 gün sonra insan içine çıkamayacaklar’ dedi. Aha da İstanbul’un ortasındayım. ‘Göz göze bakamazlar’ dedi. Dün Ekrem Başkan’ın gözüne baktım. Akşam mitingde eşinin gözüne baktım. Bütün miting meydanının gözüne baktım. Buradan da İstanbulluların gözünün içine baka baka söylüyorum ki; Ekrem Başkan masumdur, arkadaşlarımız masumdur. Atılan iftiralar çürüyecek, millet doğruyu görecek, eninde sonunda Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı olacaktır. Söz veriyoruz. Bugün de bu güzel günde, dünya kadar yandaş kanal, kalem, ittir kaktır o pespaye boş değil bomboş iddianameyi savunamazken, ‘Hadi bakalım iddianame çıkınca ne yapacaksınız, savunun görelim’ diyenlere diyorum ki: İşte buradayım. En güvendiklerini çıkarsınlar, iddianame için istedikleri kanalda tartışmaya hazırız. Ama Sayın Bahçeli’nin sözünü de unutmasınlar. TRT başta, isteyen her kanalın duruşmaları canlı yayınlayacağı bir yargılama istiyoruz. ‘Hodri meydan’ diyoruz. Atın iftirayı, alın cevabı. Cesaretiniz varsa canlı yayın istiyoruz. Emeği geçenlere teşekkür ederim: Bugün de bu güzel hizmeti yapan, bu güzel hizmetleri planlayan ve bugün burada olması gerekeni içeriye atanlara karşı onların yalanları deşifre etmek, Ekrem Başkan’ı savunmak ve tam da buranın işiydi. Bunu burada yaptık, bundan sonra her fırsatta yapacağız. Şuna herkes inansın ki; karanlık değil, aydınlık kazanır. Yalan değil, gerçek kazanır. Korkaklar değil, cesurlar kazanır. Eninde sonunda biz kazanacağız.”

İMAMOĞLU: “İSTANBUL’DA, HALKÇI VE İCRAATÇI BİR YÖNETİMLE NELERİ DEĞİŞTİRDİĞİMİZİ ÇOK İYİ BİLİYORSUNUZ”

İmamoğlu, program sunucusu tarafından okunan mektubunda şu mesajları iletti:

“Göreve geldiğimiz 2019’dan bu yana, İstanbul’da, halkçı ve icraatçı bir yönetimle neleri değiştirdiğimizi, sizler çok iyi biliyorsunuz. Adil, yeşil ve yaratıcı bir şehir yaratma hedefiyle çıktığımız yolda, adımlarımızı da hedeflerimizi de her gün büyüterek ilerledik. İstanbul’un tarihinde görülmemiş büyüklükte metro, altyapı, çevre ve kültür yatırımları yaptık. Kamu arazilerini, ormanları, dere yataklarını, sahilleri, meydanları işgallerden kurtardık, vatandaşın kullanımına açtık. İstanbullular, daha önce görülmemiş ölçüde, sosyal destek ve imkanlara kavuştu. Kreşler, yurtlar, Kent Lokantaları, öğrenci bursları, evlilik, yeni doğan ve emekli destekleri, Anne Kart gibi pek çok sosyal adaletçi uygulamayı hayata geçirdik. İstanbul, her alanda adaletin ve fırsat eşitliğinin kök salıp güçlendiği bir şehir olma yoluna girdi.”

“UZUN YILLAR BOYUNCA İSTANBUL’A İHANET ETTİKLERİNİ BİZZAT DİLE GETİRENLER…”

“İstanbullular, gözleriyle gördükleri, bizzat yaşadıkları bu güzel değişime yürekten sahip çıktı ve 2024 yerel seçimlerini, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlıklarında tarihi bir başarıyla tamamladık. Uzun yıllar boyunca İstanbul’a ihanet ettiklerini bizzat dile getirenler, bizi sandıkta asla yenemeyeceklerinin kabulüyle, yargı kumpaslarına başladılar. Sandıkta bükemedikleri eli, talimatlı yargı kararlarıyla kırmaya çalışıyorlar. Ama o el, milletin elidir ve milletimiz talimat almaz; talimat verir. Gün gelir, hukuku, demokrasiyi, seçmen iradesini yok sayanlar, milletin sandıktan çıkan talimatıyla, geldikleri gibi giderler.  Milletimiz bu kumpasları yapanları vicdanında çoktan mahkûm etti.”

“BİZİM İŞ BAŞINDA OLMAMIZDAN KORKUYORLAR”

“Sevgili hemşerilerim; bugün, İnan Güney Başkanımla birlikte orada olmalı, bu önemli açılışı birlikte gerçekleştirmeliydik. Yalnız biz değil, sadece başarılı oldukları, işlerini en iyi şekilde yaptıkları, halkın sevgisini kazandıkları için cezalandırılmak istenen tüm belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz, yöneticilerimiz bugün işlerinin başında olmalıydı. Hukukun, adaletin, demokrasinin, vicdanın gereği buydu. Ancak, milletin iradesine, refahına, mutluluğuna, vatandaşın adalet ve hürriyet talebine karşı savaş açmış bir iktidarın saldırısına uğradık. Bizim iş başında olmamızdan korkuyorlar. Vatandaşla yüz yüze gelip, gönül gönüle konuşmamızdan korkuyorlar. Çünkü biz, işimizin başına geçip, vatandaşla bir arada olursak; israfçıların, rantçıların, iftiracıların, şantajcıların gerçek yüzleri çok daha net görülür. İşte bundan korkuyorlar.”

“BİZDEN KORKUYORLAR, ÇÜNKÜ MİLLETTEN KORKUYORLAR”

“Bizden korkuyorlar, çünkü milletten korkuyorlar. Biz ise hiçbir şeyden korkmuyor, sonuna kadar kendimize güveniyoruz. Çünkü millete güveniyoruz, milletimizin adaletine, vicdanına inanıyoruz. Bizler, milletin parasını millete veren, kul hakkı yemeyen, yedirmeyen yöneticileriz. İcraatlarımızla, hizmetlerimizle vatandaşın gönlünde edindiğimiz o tertemiz, o çok kıymetli makama layık olabilmek için her koşulda çalışmaya, mücadele etmeye devam ederiz. Yeter ki, herkes için her yerde adalet ve hürriyet hakim olsun. Yeter ki her bir vatandaşımız hak ettiği refaha, mutluluğa kavuşsun.”

“İYİLİK KAZANACAK, ADALET KAZANACAK, SEVGİ KAZANACAK”

“Bu inanç ve kararlılıkla, Kabataş Meydanı ve Transfer Merkezi’mizin ikinci etabının İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum. Burası yalnızca ulaşımı kolaylaştıracak bir transfer merkezi değildir. Aynı zamanda, şehrin her metrekaresini vatandaşın erişimine ve kullanımına açık hale getirme kararlılığımızın da bir ifadesidir. İlk etabını 2024 yılının Mart ayında açtığımız Kabataş Meydanı ve Transfer Merkezi’mizin bu ikinci etabında emeği geçen herkese ve desteklerini hiçbir zaman bizlerden esirgemeyen siz kıymetli hemşerilerime gönülden teşekkür ediyorum. İçinizi ferah tutun. İyilik kazanacak, adalet kazanacak, sevgi kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”

ASLAN: “SELAM OLSUN HALKI İÇİN ÇALIŞMAKTAN BAŞKA HİÇBİR SUÇU OLMAYAN BAŞKANLARIMIZA, TÜM YOL ARKADAŞLARIMIZA”

İBB Başkanvekili Aslan da açılışta yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

“Kabataş’ın 1. etap açılışını Ekrem Başkanımız yapmıştı 2024 yılında. Yanında birisi vardı. O da şimdi tutuklu. O gün kendisi belediye başkan adayıydı. Belediye başkanı seçildi. Beyoğlu'na hizmet etmek için seçildi. Ama onun yol arkadaşları ve bizler hem İnan Güney'e hem de Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkıyoruz. Onun emanetine sahip çıkıyoruz. Keşke Genel Başkanımız buradayken, Beyoğlu Belediye Başkanı burada konuşma yapsaydı. Büyükşehir Belediye Başkanı burada konuşma yapsaydı. Ama şimdi ikisi de zindanda. Ancak şunun bilinmesi gerekiyor ki Cumhuriyet Halk Partisi yalnız değildir. İstanbul yalnız değildir. Ekrem İmamoğlu yalnız değildir. İnan Güney yalnız değildir. 16 altı milyon kişiyle onların emanetine sahip çıkıyoruz. Buradan selam olsun halkı için çalışmaktan başka hiçbir suçu olmayan başkanlarımıza, tüm yol arkadaşlarımıza. Emanete gözümüz gibi bakıyor, durmadan çalışıyoruz.”

“2019’DAN İTİBAREN İSTANBUL’UMUZUN EN GÜZEL YERLERİNİ, KAMU FAYDASINI DÜŞÜNEREK, YENİDEN TASARLAMAYA BAŞLADIK”

“Kabataş Transfer Merkezi’mizde 2. etap çalışmalarımızla birlikte, kapalı otoparkımızı da tamamlamış olduk. Metro hattımızın da çalışmaları son hızla sürüyor. Ve biz hizmetlerimize sadece yol, trafik, ulaşım değil; yaşam odaklı bakıyoruz. Kabataş Transfer Merkezi’mizi hem halkımızın bir araya geleceği bir buluşma noktası olarak hem de ulaşımın en önemli aktarım merkezlerinden biri olarak tasarladık. Her fırsatta İstanbul’a yeni yaşam alanları kazandırmak için çalışıyoruz. Ne yazık ki yıllarca kentimizin meydanları, en güzel noktaları vatandaşlarımızın kullanımına kapatılmış. Oysa halkımızın güvenilir alanlarda sosyalleşmeye ihtiyacı var. 2019’dan itibaren İstanbul’umuzun en güzel yerlerini, kamu faydasını düşünerek, yeniden tasarlamaya başladık. Bugün de bu bilinçle yaptığımız Kabataş Transfer Merkezi’mizde, İstanbul’un ruhuna yakışan çok güzel bir seyir terasımız var. İstanbullular burada ceplerinden 1 kuruş ödemeden, Boğaz’ın muhteşem manzarasıyla buluşuyor. Vapur saatini beklerken Beltur’da çayını kahvesini içip, İstanbul Kitapçısı’nda kitabını okuyabiliyor. Müze ve sergi alanımızı da İstanbul’a kazandırdık. Boğaziçi Müzesi, Boğaziçi’nin tarihini, İstanbul’un yaşadığı değişimleri görünür kılacak. İstanbul’un bütün ulaşımının kalbinde yer alan, iki yakayı birleştiren Kabataş’ta, tüm İstanbulluların keyifle vakit geçireceği bir alanı kentimize kazandırmaktan gurur duyuyoruz.”

TOPLAM YATIRIM BEDELİ 1,5 MİLYAR TL

Toplam 17 bin 243 metrekarelik kullanım alanına sahip olan, yaklaşık 1,5 milyar TL’ye mâl olan merkez; otopark, sergi salonları, kafeteryalar, ticari alanlar, ofisler, bekleme alanları ve yolcu salonları ile hizmet verecek. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fındıklı Parkı, Kabataş Füniküler ve Tramvay Durağı, Şehir Hatları İskelesi ile yapımı süren Kabataş Metro İstasyonu’nun kesişim noktasında yer alan Kabataş Transfer Merkezi, İstanbul’un tarihi dokusunu çağdaş mimariyle birleştiriyor.