Nevçehan Çok Önemli Bir Gerçeğe Dikkat Çekiyor
Uzun yıllardır doğal ve bütüncül sağlık alanında çalışan Eczacı ve Homeopat Ezgi Nevçehan, bedenin bastırılmış duyguları nasıl taşıdığını ve sırların zamanla nasıl biyolojik bir hastalık diline dönüştüğünü anlatarak çok önemli bir gerçeğe dikkat çekiyor.
“Beden Sır Tutmayı Sevmez”
“Sırlar hasta eder” diyen Ezgi Nevçehan, bastırılan travmaların, ifade edilememiş duyguların ve bilinçaltına itilen anıların hücresel düzeyde iz bıraktığını belirterek “Sır olarak saklanan her şey bedende kendine yer bulur. Bazen sadece konuşmak bile iyileştirici ve dönüştürücü bir etki yaratır. Çünkü gerçekten beden sır tutmayı sevmez” dedi.
“Aktarılmayan duygular bir sonraki kuşağa geçiyor”
Homeopatik yaklaşımın aile hatlarındaki travmalarla da ilgilendiğini vurgulayan Nevçehan, epigenetik biliminin de bunu doğruladığını ifade ederek, “Eğer sırlar saklanırsa yalnızca kişinin bedenini değil, bir sonraki kuşağa aktarılan genetik hafızayı da etkiler. Dilimizden dökülmeyen her duygu, dokulara kazınır ve yeni bedenlerde konuşmaya devam eder.”
Duygusal açıklığın iyileştirici gücü
Nevçehan, fiziksel hastalıkların pek çoğunun duygusal temelli olduğuna dikkat çekerek özellikle stres, kayıp, utanç, korku ve öfkenin, kronik hastalıklardan bağışıklık sistemi sorunlarına kadar geniş bir yelpazede etkisini gösterdiğini söyledi.
İyileşme sürecinde beden-zihin bütünlüğüne dikkat çeken Nevçehan, tedavinin yalnızca fiziksel değil, psikolojik ve duygusal boyutunun da ele alınması gerektiğini belirterek, “Hastalık çoğu zaman bedenin bize söylemek istediği bir şeydir. Duygular görünür ve duyulur olunca hem ruh hem beden rahatlar” şeklinde konuştu.
“Konuşmak iyileştirir”
Ezgi Nevçehan, sağlıklı bir dönüşümün kapısının, duygulara ses vermekten geçtiğini vurguluyor. Yaşananların paylaşılmasının ve onlarla yüzleşmenin, uzman desteğiyle birlikte hem ruh hem de beden sağlığını güçlendirdiğine dikkat çeken Nevçehan “İçimizde tuttuğumuz her duygu, bir gün duyulmayı ister. Gizlenen hikâyeler de şefkatle ortaya çıktığında iyileşme başlar. Bu nedenle kimse, kendini ifade etmekten çekinmemeli.”